Adaletten beklentimizin sınırları hakkında düşünmeye her zamankinden biraz daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde ‘ifşanın adaleti, kadınların adaleti’ üzerine bir dosya oluşturmayı istedik.10 Ocak 2021’de Çatlak Zemin ekibi içinde yaptığımız aktif tartışmaya giriş niteliğindeki bu yazıyı, verimli olması dileğiyle paylaşıyoruz.

“Shadows”, Rollie Mukherjee

Cinsel taciz/saldırı ve adalet ilişkisine baktığımızda ilk göze çarpan cezasızlık oluyor, ki bu da kadınlar için adaletsizlik demek. Adalet tarih boyunca istenilen, istenildiği için mücadele edilerek geliştirilen bir değer olmuş. Türkiye’de de kadınların adalet talebi “Erkek adalet değil gerçek adalet!” sloganıyla dile geliyor.

Öncelikle, ifşa edilen cinsel taciz/saldırı suçları patriyarkal toplumda oluşuyor. Yani uzayda değil, münferit değil, faillerin büyük çoğunluğu erkek, bazen kanıtlar apaçık ortada olsa dahi kanıtlanması zor ve potansiyel mağdurlarla birlikte bütün toplumu ilgilendiriyor. Hindistan’dan bir #MeToo tweet’inde denildiği gibi: “MeToo hikayesi olmayan tek bir kadın bile yok.”

İfşa yapılan toplum da yine aynı, patriyarkal toplum. Bu demektir ki erkek egemen hukukun/ kurumların faili koruması ve/veya tacize, şiddete maruz bırakılan özneyi korumakta yetersiz kalması söz konusu. İnciten ve destek beklenenin bir ve aynı toplum olması, kadınların adalet beklentisinin sınırları açısından kafa karıştırıcı olabiliyor.

Hak aramanın önündeki bariyerler

Cinsel saldırıyı (CS) yaşayan kişiye ilişkin: Ruhsal zorluklar nedeniyle farklı aşamalarda şikayet geri çekilebilir. Hayatta kalan hapiste, yoksul, göçmen, kuir, seks işçisi, etnik azınlıktan, şortlu/başörtülü vb. ‟dezavantajlı” konumda olduğunda kesişimsel olarak ifşanın değersizleşmesi, görülmemesi/ihmali olabilir.

CS sonrası değerlendirmeyi yapanlara ilişkin (hekim, psikolog, danışman, öğretmen, hukukçu, polis, vd.): Bilgi ve deneyim eksikliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine duyarsızlık, cinsiyetçi önyargılar vs.

CS sonrası değerlendirmenin incelendiği kurumlara (hastane, mahkeme, sığınak, vd.) ilişkin: İnkar politikası ve erkeklik dayanışması sonucu tekrarlayan örselenmeler.

Toplumsal bariyerler: Hayır hayır demektir, kadının beyanı esastır gibi ilkelerin yerleşmemesi. Anti-feminizmin adaletsizliği normalize eden, eşitlik karşısında başka seçenek olarak tanıtmaya çalışan bir araç/yöntem olarak yükselişte olması (Yüksel ve Saner, 2019).

Erkek adalet: Onarmayan ve inciten adalet

Somut kanıtlar olsa bile failden yana olan adalet, aile/kurum itibarı bahanesiyle inkar politikasını, saldırganla özdeşleşmeyi, erkeklik dayanışmasını besliyor. Cezasızlık fazlasıyla yaygın olduğu (cinsel saldırı suçlarında resmi başvuru oranı onda bir) ve açılan davaların ancak yarısı mahkumiyetle sonuçlandığı için faillerin uyguladıkları şiddetle ilgili sorumluluk taşımaları sağlanamıyor. Cinsel şiddeti açıklayan her üç kadından biri ya da ikisi olumsuz tepkiyle -inanmama ve mağduru suçlama gibi- karşılaşıyor, bu da ikincil örselenmelere neden oluyor. ‟Tecavüz bağlantılı cinayetler” ile maktulü suçlama ve cezalandırma vakaları ise, ölülerin bile adalete ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Seks işçisi kadınlara karşı işlenen cinsel saldırı suçlarında erkeklere verilen cezalarda üçte iki oranında indirim getiren 438. Madde “Bütün kadınlar 438’e karşı!” (18 Şubat 1990) protestosuyla engellenmişti. ‟Tecavüzcü ile evlendirme” yasası (765 sayılı eski TCK) değiştirildi ancak zihniyet halen geçerli ve pusuda bekliyor. Cinsel suçlulara yönelik kanun dışı cezalandırmaların yaygınlığı ve mazereti olan durumlar olarak kabul edilmesi, cinsel şiddete karşı yaptırım uygulamalarının yetersiz kaldığının ipucunu veriyor. Hadım yasası ile suçun tıbbileştirilmesi ve idam gibi çağdışı çözümsüz yaklaşımlar da erkek adaletin değişik yüzlerinden.

Failler ne kadar eşit? Faile göre adalet uygulamaları nasıl değişir?

#MeToo Hareketiyle asıl olarak itibarlı, güçlü, yetkili erkekler ifşa edildi. Tecavüzcünün ünü, gücü büyüdükçe ayrımcılık çabaları, suçu mazur gösterme kampanyaları artıyor; Polanski on yıllar boyu adaletten kaçabildi.

Ensest faili, yoksul, alkolik aile babası olduğunda adalet kolayca yerini buluveriyor. İlçede zengin ailenin oğulcuğu tecavüzcü ise adalet yerine daha farklı oturtuluyor. Fail akrabanın kayıt dışı atölyesinde ustabaşı, yurtta bekçi, hastanede teknisyen, karakolda polis ise en iyi ihtimalle “biz onun cezasını veririz, sen uğraşma” gibi değişik üstünü örtme usulleri görülebiliyor. Ünlü doktor, edebiyatçı, avukat, oyuncu, akademisyen vb. ise çeşitli fail mitleri devreye girebiliyor, “O biraz çapkın” denilip fail kariyerine kaldığı yerde devam edebiliyor.

Tecavüzcüyü öldüren Nevin Yıldırım’ın cezasında hiçbir indirim uygulanmaması ve tecavüz gebeliğinin sonlandırılmasına izin verilmemesi, erkek adaletin çirkin yüzlerinden biri. LGBTİ nefret cinayeti davalarında ‟makbul” sayılan bir erkeklik savunmasının “kadın sandım” ya da “trans sandım!” olması da bir diğeri.

Adaletten beklentimizin sınırları

Tunus’ta devlet tarafında kurulan Hakikat ve Haysiyet Komisyonları (HHK) aracılığıyla, 2014-2015 yıllarında devlet aktörlerince politik sindirme aracı olarak 20 bin kadına yönelik sistematik cinsel saldırı suçlarının ortaya çıkması ile yürürlükteki devlet feminizminin çelişkileri ifşa oldu. HHK sonrası hızla siyasi kutuplaşma oluştu, yargılama için açıkça belirlenmiş prosedürlerinin ve hedeflerinin, yaptırım gücünün olmadığı ortaya çıktı. Pek çok kadın tanıklıklarının işlevsiz olduğunu hissetti ve ‟maddi tazminat için değil, sadece faillerin suçunu kabul etmesi ve özür dilemesi mümkün olursa komisyona gideceğini” bildirdi. Dinsel utanç kültürü ve derin devlet baskısının devam etmesi cinsel suçların kamusallaşmasına engeldi. İstikrar arayışında ortaklaşanlar, adaletin tali kalmasına göz yumdu. Ancak süreç kadınlar için daha fazla hukuki ve politik örgütlenmenin nüvesini oluşturdu (Zaki 2017).

1991-1994 arasında Bosna Hersek’te 20 ila 50 bin kadına sistemli olarak tecavüz edilmesine karşı Türkiyeli feministler imza kampanyası yaptı ve 900’lü ihbar hattı kurdu. 24 Ocak 1993’te İstanbul’da yapılan mitingin talebi; “Tecavüz savaş suçu sayılsın, tecavüzcüler kadın hukukçulardan oluşacak bir uluslararası bağımsız kadın mahkemesinde yargılanarak cezalandırılsın,” oldu. İlk kez 2001’de üç Sırp askeri savaş tecavüzleri suçundan ceza aldı. 1300 savaş suçu mahkemesi içinde cinsel suç dosyası yüzde 1’den azdı; sadece 123 dosyada mahkumiyet sağlandı (Şakir, 2020).

Kadınların adaleti: İstanbul Sözleşmesi

Cinsel saldırı, fail ve maruz bırakılan özne olmak üzere iki kişi arasında sınırlı değil. Seyirciler ve dinleyiciler var. Cinsel saldırıları dinlemek ve susmak çok zor olduğu için kadınlar her fırsatta “İstanbul Sözleşmesini Uygula!” diye haykırıyor. Bu sözleşme kadınların kendi tarihsel mücadelelerinin ürünü ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı yazılmış en ileri hukuki metin olma özelliğini taşıyor.

Adaletin tesis edilmesi, ruhsal iyileşmeyi garanti etmese de olumlu etkiliyor. Cezasızlık travmayla açılan yaraların tedavisini zorlaştırıyor; tedaviye adalet eşlik etmeli. Zarar veren engellenir ve yaptırım uygulanırken, proaktif olarak kadınları koruyucu, ahlakçılığa savrulmadan özgürleştirici ve güçlendirici önlemler alınmalı. Onarıcı adalet uygulamaları ile zararın tazmini, duyarlı, tutarlı, etkin sağlık-yasal-sosyal hizmetler ücretsiz olarak sağlanmalı, yeterli sayıda bağımsız kadın sığınakları, tecavüz kriz merkezleri erişilebilir olmalı.

Cinsel taciz/saldırı sonrası kadınların sadece onda birinin resmi bildirimde bulunuyor olması (ASPB, 2015) onda dokuzunun adalet talep etmediği anlamına gelmiyor. İşte tam da bu nedenle, bir isyan hareketi olduğu için feminizme ihtiyacımız var.

İfşa = Şifa mı?

“İfşa, cinsel istismara maruz kalan öznenin tedavisine iyi gelir mi?” sorusunun yanıtı bazen evet, bazen hayır olabilir. Her deneyim ve birey biricik.

İfşa tek başına sihirli bir iyileştirici değil. Öncesi, sırası, sonrasında kadınlarla ve bütün toplumla dayanışma iyi örülerek ‟hayatta kalan” konumu pekiştirilmeli. Tekrarlayan örselenmelerin yaşandığı durumlar olursa bu ‟mağdur” konumuna hapsolmayı kolaylaştırıyor. Kişi kontrol edemediği/tekinsiz sanal ortamda yeni saldırılara daha açık hale gelebiliyor. Faille ve faili koruyup savunan destekçilerle güvensiz ortamda yüzleşmek, bu tepkilerin örseleyici olma olasılığını artırıyor.

İfşanın olumlu/olumsuz sonuçları (hukuki, ruhsal, sosyal) olabilir. Şiddet sonucu yaralanmış bir benlikle ruhsal olarak güçlen(diril)meden kamusal ifşa yoluna gitmek, benliği daha da zayıflatabilir. İtibarsızlaştırma, bazı arkadaşların uzaklaşması/ bazılarının yakınlaşmasına olabildiğince hazırlıklı olunmalı. İyileşmeyi failin/ arkadaşların özür dilemesine bağlamamak, özür dilemelerini beklememek, kendine kızmamak ve kendine koşulsuz şefkat iyileşme sürecini kolaylaştırabilir (Boyraz 2019).

Utanç, aşağılanma ve suçluluk hissinin üstesinden gelmek, özdeğer ve özsaygının onarılması, otonomi duygusunun yenilenmesi için başkalarının destekleyici varlığına ihtiyaç duyulur (Herman 1992). Özellikle kişinin yakın çevresinin sosyal desteği, travma ile ilişkili ruh sağlığı sorunlarına karşı koruyucudur (Briere 1998). Bu beklenen desteğin alınamaması ise ‟ihanet travması” olarak tanımlanır (Freyd 1992). Sosyal destek eksikliği özkıyım riskini artırır.

Uzman desteğinin travma odaklı ve toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımla olması önemlidir. Travmatik yaşantı tarihselleşerek iyileşir; yani zamandışı olma özelliği giderilip geçmişte işaretlenir. Her zaman ‟travma sonrası büyüme” deneyimlenemez (öldürmeyen acı her zaman güçlendirmiyor). Sosyal destek ve dayanışmayla “kırılganlık – direngenlik – dayanıklılık – esneklik” arasında geçişler, bereketli bir döngü mümkün, tıpkı mevsimler gibi.

Cinsel travmaların iyileşme sürecinde sosyal aktivizmin olumlu ve olumsuz olabilecek etkilerinden haberdarlık

Cinsel saldırıdan hayatta kalanların iyileşme süreçlerinde #MeToo gibi hareketlerle kurulan bağların önemli rol oynadığı gösterilmiş. Sosyal aktivizm, hayatta kalanların kendi sesini bulmasına ve gücünü yeniden kazanmasına yardımcı oluyor. Sessizlik ve utançtan özgürleşme ve güçlenmeye doğru hareket edilen bir süreç tarif ediliyor.

Aktivizmle ilişkilenmenin kişilerin kendilerini ve cinsel saldırı deneyimlerini daha fazla anlamalarına yardımcı olduğu, kullanışlı bir baş etme mekanizması olarak işlev gördüğü, özgüvenlerini ve ilişkilerini daha iyi hale getirdiği, tecavüz kültürünü besleyen tavır ve davranışlara karşı ayağa kalkmalarına ve konuşmalarına izin verdiği, diğerleriyle destek ve onay içeren bağlar kurmalarını sağladığı, yaşamlarına bir anlam ve doyum kaynağı kattığı bildirilmekte. Ancak aktivizmin, hayatta kalanların hazırlıklı olması gereken “tetiklenme, tükenme, hayal kırıklığı ve boşuna didinmiş olma hisleri” gibi çeşitli zorlukları da beraberinde getirebileceğine dikkat çekiliyor (Strauss Swanson&Szymanski 2020).

#MeToo hareketi toplumda bir değişime ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor

Oluşacak değişimin, bireyler ve toplum düzeyinde ruh sağlığına olumlu etkilerini mümkün olduğunca artırmak, olumsuz sonuçlarını ise en aza indirmeye çalışmak gerekli.

İfşa süreçlerinde toplumsal cinsiyet ilişkilerinin stresli bir hal almasıyla her iki cinsiyette de ruhsal sorunlar tetiklenebilir. Çeşitli çocukluk çağı travmalarının ruh sağlığı üzerindeki olumsuz ve yaşam boyu sürebilen etkileri yeniden gündeme gelir.

Toplumsal cinsiyet rolleri ve ilişkilerindeki değişim ihtiyacı açık, ancak bu değişimler bir gecede değil, zamanla ve muhtemelen adım adım gerçekleşecek. Bütün kadınları kurban ve sonuç olarak tüm erkekleri de fail olarak düşünmek, sağlıklı değişikliklere yol açmaz.

Toplumsal cinsiyet rollerinin ruhsal yapılanmasında #MeToo hareketi sonrası ne gibi değişiklikler oldu/olabilir?

Toplumun erkek merkezli örgütlenmesinin ve kadınların tarihsel ‟dezavantajlı” konumunun duygusal/ ruhsal etkileri var. İfşa süreçleri yakın ilişkilerde onay kültürünün yerleşmesi ve cinsiyetler arası yeni bir etik arayışı için olanaklar sunabilir.

Erkekler #MeToo sonrası dünyada nasıl erkek olunacağı konusunda güvence ve rehberlik arayışında, ki bu daha önce gerçekleşmemiş, göze çarpan bir kırılma olarak değerlendirilebilir (Murthy, 2020).

Erkek olmak için saldırgan ve baskın olmak gerektiğini iddia eden (toksik) erkeklik mitinden her iki cinsiyet de zarar görmekte. Erkeklik durağan değil dinamik ve erkek olmanın doğru tek bir biçimi yok (Morgan, 2019).

Kadınların da geleneksel toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili değiştirmek isteyebilecekleri alışkanlıklar olabilir: Bedenin inkarı, kendinden bahsetmemek, memnun edici ve rahat ettirici davranış, sosyal izolasyon, özellikle de başka kadınlardan oluşan ağlara dahil olmama, cinsellik konusunda kafa karışıklığı, görevi isteğin üzerinde tutmak, bağımlılık gibi (Narayan, 2018).

Sonuçta patriyarkal açmazları/ kıskaçları kıran bir yöntem olarak ifşanın feministler için meşru ve etkili bir mücadele aracı olduğunu biliyoruz. Feminist hukuk alanında zorlu mücadelelerle elde edilen yasal kazanımlardan vazgeçmeden, adaletten beklentimizi ceza hukukuyla, devlet kurumlarıyla sınırlamak zorunda değiliz. İyileşmeyi özür beklentisine kilitlemeden kadın dayanışmasından güç alarak eylemeye devam etmek, umudumuzun içini doldurarak adaleti diriltebilir.

Kaynaklar

Boyraz A (2019) Psikolog ve hayatta kalanın şifa notları. Çatlak Zemin.

Morgan A (2019) Toksik erkeklikle ilgili gerçek sorun yalnızca bir tür erkeklik olduğunu varsayması.

Murthy RS (2020) Mental Health Aspects of the ‘#MeToo Movement’: Challenges and Opportunities. Gender and Mental Health, Chapter 6.

Narayan D (2018) CHUP-breakingthe silence aboutIndia’swomen. New Delhi, India: JuggernautBooks.

Saner S (2021) Feminist Bellek, İfşa maddesi.

Strauss Swanson C &Szymanski DM (2020) From Pain to Power: An Exploration of Activism, the #MeToo Movement, and Healing From Sexual Assault Trauma, Journal of Counseling Psychology. Vol. 67, No. 6, 653–668.

Şakir Ş (2020) 24 Ocak 1993: Bosnalı Kadınlarla Dayanışma Mitingi. Çatlak Zemin.

Yüksel Ş ve Saner S (2019) Cinsel Şiddeti Açıklamak, Açıklamayı Geri Çekmek, Hak Aramak ve Bariyerler

Zaki HA (2017) Tunus, devletin cinsel şiddetle yüklü tarihini açığa çıkardı. Peki bununla ne yapacak? Çatlak Zemin.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.