BU AKŞAM KADIKÖY’DEYİZ:

#TecavüzünKefaletiOlmaz

Ama oluyor.

Tecavüz Satın Alınamaz

Ama gözümüzün önünde, sessizce alınıyor.

‘Kentin tanınmış isimleri’ söz konusu olunca sistematik tecavüzün failleri tam da bunu cezalandırmakla yükümlü olanlar tarafından korunuyor. #Batman’da çocuklara tecavüzün faillerini kim, niye koruyor?

Biz kadınlar bunun cevabını çok iyi biliyoruz, çünkü bu ilk değil. Karaman’daki Ensar Vakfı’nda da çocuklara tecavüz 3 yıl boyunca herkesin gözünün önünde devam etmemiş miydi? Bir kentin idari yetkililerinin tamamı susmamış mıydı? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın kendisi “Bir kereden bir şey olmaz, vakfı karalamaya gerek yok” dememiş miydi? Cinsel şiddet ya da erkek şiddeti söz konusu olduğu zaman suça maruz kalanın ve suçu ortaya çıkaranın suçlu, failinse mağdur ilan edilmesine, korunmasına alışkınız ne de olsa, değil mi? Biz kadınlar tam da buna alışmayı reddediyoruz. Batman’daki cinsel istismara, istismarın faillerinin ‘gizli’ kalmasına isyandayız!

Batman’da çocukların cinsel istismarına, bunun karşısındaki suskunluğa, cezasızlığa, erkek şiddetinin toplum ve devlet kurumları tarafından meşrulaştırılmasına, onlarca tecavüzcü varken yalnızca 3 kişinin tutuklu olmasına, kadınların ve kız çocukların başvurabilecekleri kurumların OHAL ile ellerinden alınmış, kayyumlar tarafından kapatılmış olmasına isyandayız!

17 Mayıs’ta Batman sokaklarında tecavüze karşı yürüyecek olan arkadaşlarımızın sesine ses katmak için: 

BU AKŞAM (17 Mayıs Çarşamba) arkadaşlarımız Batman’da ses çıkarırken biz de İstanbul’da saat 19.00’da Söğütlüçeşme’de buluşuyoruz!

90’lı yıllarda kadın intiharlarıyla bilinen Batman’da şimdi ne oluyor?

Aylardır onlarca çocuğun sistematik olarak cinsel istismara uğruyor olduğu, kentte pek çok kişinin de bunu bilmesine rağmen susuyor olduğu 14 yaşında bir kız çocuğunun hamile kalmasıyla ve ifade vermesiyle ortaya çıktı.

Aylar önce: G. adlı 14 yaşındaki bir kız çocuğu Yıldız Ç.’nin işlettiği kuaförde çalışmaya başlıyor. Bir gün kuaförde içtiği ayrandan bayılıyor, uyandığında kendini tanımadığı bir yerde buluyor. Durumu kimseye anlatamıyor ve o günden sonra G. sistematik olarak cinsel istismara maruz kalıyor. Bu, Batman’daki pek çok kişi tarafından biliniyor, ama herkes susuyor.

Hamile kaldıktan sonra G.’nin ifadesi alınıyor. Kendisini sürekli uyuttuklarını, her seferinde farklı bir yerde uyandığını ve çok sayıda erkeğin cinsel istismarına maruz bırakıldığını söylüyor. İfade doğrultusunda Yıldız Ç., esnaf Şakir A. ve Batman’da AKP’ye yakınlığıyla bilinen muhtar Abdulkadir T. tutuklanıyor.

İfadesinin ardından G. Sosyal Hizmetler Kurumu’na gönderilerek koruma altına alınıyor. Soruşturma kapsamında dosyaya gizlilik kararı getiriliyor. G.’nin ailesi bu olay ortaya çıkınca herhangi bir eşyalarını almadan evlerini terk ediyor. Dosyada henüz herhangi bir dava görülmüş durumda değil; hâlâ ‘soruşturma aşamasında’.

Peki ya G.’yi istismar edenler? Cinsel istismar suçuna ortak olan onlarca kişi olduğu öğreniliyor ve buna dair 30’a yakın kişi gözaltına alınıyor; ama gözaltına alınan pek çok erkek ‘kentin tanınmış isimleri olduğu için’ kefaletle serbest kalıyorlar.

G.’nin yaşadıklarının ardından Batman’da çok sayıda çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığı öğreniliyor. Sabri Ç. ve eşi Yıldız Ç., Batman’ın Cudi, Bağlar, Çamlıtepe ve merkez mahallelerinde farklı zamanlarda açtıkları kuaförlerde çocukların sistematik cinsel istismarını organize ediyor. En büyüğünün 17 yaşında olduğu öğrenilen onlarca kız çocuğu cinsel istismara maruz bırakılırken, kuaförler dışında bazı kafelerin ve evlerin de kullanıldığı öğreniliyor. Batman Bölge Araştırma Hastanesi’nin bulunduğu çevrede bir evin bunlardan biri olduğu öğreniliyor. Bunun yapan çetenin Batman’da var olan uyuşturucu çetesiyle bağlantılı olduğu düşünülüyor. Bir yandan da Yıldız Ç. ve Sabri Ç.’nin iki erkek çocuğundan birinin uzman çavuş, diğerinin ise özel harp dairesinde polis olduğu iddia ediliyor.

Pek çok kişi tüm bunları biliyor, ama susuyor. Sadece 3 kişi tutuklanıyor. Batman’ın yerel gazetesi Sonsöz’den Hatice Türkan ise bu duruma sessiz kalmayarak yaşananları 7 Mayıs’ta köşesine taşıyor; ama baro destek vereceğine istismar olayları karşısındaki savunmasını ve bunu açığa çıkarmış olan Sonsöz gazetesine karşı suçlamalarını başka bir gazetede yayınlıyor.

Peki tüm bunların kadınların ve kız çocuklarının erkek şiddeti karşısında başvuracak, destek alacak kadın dernekleri ve belediye birimlerinin kalmadığı OHAL koşullarında yaşanması şaşırtıcı mı? 11 Eylül 2016’da Batman Belediyesi’ne atanan kayyumun ilk icraatlarından biri 2005 yılında belediyeye bağlı olarak kurulan ve şiddet gören kadınlara psikolojik ve hukuki destek veren SELİS Kadın Dayanışma Merkezi’ni ve Belediye Kadın Politikaları Müdürlüğü’nü kapatmak olmuştu. Böylece OHAL, cinsel istismarın meşrulaştırılmasının bahanesi, kadınların ve kız çocuklarının yalnızlaştırılmasının aracı haline de geliyor. Savaş, kadınların ve çocukların bedeni üzerinden sürdürülüyor.

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.