Antalyalı feministlerin günler öncesinden Üç Kapılar’a çağrısını yapmaya başladığı Feminist Gece Yürüyüşü, Valilik tarafından yasaklandı. Kadınlar tüm engellemelere rağmen Üç Kapılar’da bir araya gelerek sloganlar, zılgıtlar, halaylar ve şarkılar eşliğinde 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı. Okunan basın açıklamasını paylaşıyoruz.

Pandemiyle beraber kapandığımız evlerimiz her kadın için güvenli değiller. 2021 yılının ilk iki ayında 55 kadın öldürüldü; şüpheli denilen, intihar denilen her kadın ölümü bir cinayet çıktı! Şiddet uygulayan erkeklere takılması için getirilen ve kadınların can güvenliği için kullanılacağı temin edilen elektronik kelepçeler, Boğaziçi’nde kayyum rektöre karşı direnen öğrenci arkadaşlarımıza ve muhaliflere takıldı. İnfazın ertelenmesi hükmüyle bırakılan erkekler de serbest kaldıklarında yarım bıraktıkları işleri tamamlayıp kadınları öldürdü! Elbette soracağız hesabını ve şu soruları da unutmadan!

429 gündür kayıp olan Gülistan Doku’ya ne oldu? Rabia Naz cinayeti neden hala aydınlatılmadı? Nadira Kadirova cinayetinin baş şüphelileri neden hala tutuklanmadı? Kravat takana, “kıskandım da öldürdüm” diyene uygulanan meşru müdafaa hükmü, Melek İpek için neden uygulanmıyor? Kadınlar hayatlarından olurken ve hayatlarını savunurken devlet, yaşamak hakkımızı dahi görmezden gelmeyi ne zaman bırakacak?

Devlet, şiddete karşı sessiz kalıyor!

LGBTİ+ bayrağını neredeyse beka sorunu haline getiren devlet; sokak ortasında trans kadınların üstüne patlayıcı madde atıp sosyal medyada yayın yapanlara sessiz kalıyor. Yetmiyor bir de hedef gösteriyor. LGBTİ+ hakları insan haklarıdır, LGBTİ+ların can güvenliğini sağlamak lütuf ya da tercih değil zorunluluktur. Ve dini, ırkı, cinsiyeti ve cinsel yönelimi ne olursa olsun her vatandaşın can güvenliğini sağlamak devletin sorumluluğundadır.

Kadınlar gözaltında “çıplak arama” işkencesiyle karşılaşırken, devlet “Neden hemen söylemediniz de beklediniz” diyor.

Kadınlar; “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun kadınların hayatının güvencesidir, kanunları etkin uygulayın” derken devlet, kulislerde kazanılmış haklarımızı budama planları yapıyor.

Hayvanlara tecavüz eden, onların yaşam hakkına saldıranlar aramızda dolaşırken, devlet yalnızca “mala zarar” vermekten ceza kesiyor. Evde, sokakta, iş yerinde şiddete uğrayan, katledilen ve erkek egemen toplumun ötekileştirdiği ve ayrıştırdığı kadınların yaşadıklarıyla; insan olmayan hayvanların mezbahalarda, hayvanlı sirklerde, akvaryumlarda, çiftliklerde ve fabrikalarda maruz kaldıkları hak gasplarını, sistematik şiddeti ve sömürüyü ayrı görmüyoruz. Tahakkümden beslenen şiddet türlerini her yerde her zaman teşhir edeceğiz.

Kadınlar; pandemi ve güvencesiz çalışmayla giderek yoksullaşırken, vergiler ve faturalar altında ezilirken devlet yalnızca “evde kalın” diyor. İş kanununda adı dahi geçmeyen, dolayısıyla KÇÖ’den de yararlanamayan ev işçisi kadınlar evde kalabilir mi?

Bir kayyum faaliyeti olarak kadın dernekleri kapatılırken, kadınlar şiddete karşı çaresiz bırakılmaya çalışılıyor. Kayyum atanan belediyelerde ilk önce kadın birimlerine saldırılıyor, kadın siyasetçiler baskı ve tutuklamalarla cezalandırılmaya çalışılıyor.

Feminist mücadelemizin geri dönüşü yok!

Her geçen gün gördük ki evlerimiz, sağımız, solumuz erkek şiddetiyle sarmalanmış. Sanat dünyasından akademiye, siyasi partilerden fabrikalara; her yer şiddet mahalli! Ancak size kötü bir haberimiz var beyler; peşinizdeyiz ve bırakmıyoruz! Uykularınız kaçmaya devam edecek, “ben ne zaman ifşa olacağım” diye!

Bir kötü haberimiz de hükümete; haklarımız için 7/24 nöbetteyiz! Gece yarıları yaptığınız toplantılara, alelacele getirmeyi planladığınız yasalara karşı gözümüz üstünüzde. Onlarca kadın+’nın yan yana mücadele ederek, emek emek kazandığı haklarımızdan vazgeçmeye hiç niyetimiz yok! Çünkü feminist mücadelemizin geri dönüşü yok. Oy hakkından yaşam hakkına koskoca bir tarih, dünyanın dört bir yanından milyonlarca kadının mücadelesi var arkamızda. Patriyarkanın karanlığına inat rengârenk, omuz omuza mücadele etmeye de devam edeceğiz. Attığımız her adım feminist bir eylem, ettiğimiz her söz feminist bir manifestodur. Çıktık artık yola bir kere, hepimiz özgür ve eşit bir dünyada yaşayana kadar sürecek bu dalga!

FEMİNİSTLER

 

 

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.