Feminist yazar ve aktivist Diana Elizabeth Hamilton Russell, 6 Kasım 1938’de Güney Afrika’da, Cape Town’da doğdu. Yatılı kız okulundan sonra Cape Town Üniversitesi’nde psikoloji okudu. 19 yaşındayken London School of Economics’te kamu yönetimi okumak için İngiltere’ye gitti, okulunu birincilikle bitirdi. 1963’te ABD’ye taşınarak Harvard Üniversitesi’nde sosyal psikoloji master ve doktorasını yaptı. Hayatının son 45 yılında, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik cinsel şiddet suçları üzerinde çalıştı. Tecavüz, ensest, çocuk istismarı, dayak, pornografi ve cinsel taciz eylemlerini çok yönlü ele aldı ve bu şiddet biçimleri arasındaki bağlantılara ışık tutan araştırmalar yaptı.

Russell’ın aktivizmi Güney Afrika’da apartheid karşıtı harekete katılmasıyla başladı. Cape Town’da yasal bir partinin üyesi olarak barışçıl bir protesto eyleminde gözaltına alındıktan sonra, yeraltında örgütlenen Afrika Direniş Hareketi’ne katıldı.

Russell, feministler arasında yürüttüğü iki yıllık lobi çalışmasının ardından 1976’da Brüksel’de First International Tribunal on Crimes against Women’i (Birinci Uluslararası Kadınlara Karşı Suçlar Mahkemesi) örgütledi. Dört gün süren konferansa 40 farklı ülkeden 2000 kadın katıldı; cinsiyetçi şiddet ve ayrımcılık konulu kişisel hikayelerini paylaştılar. Simone de Beauvoir yaptığı açılış konuşmasında konferansı “kadınların radikal dekolonizasyonunun başlangıcı” diyerek selamladı. Russell bu konferansta “kadınların erkekler tarafından sadece kadın oldukları için öldürülmeleri”ni femisid olarak yeniden tanımladı. Kadın cinayetlerini politize etmek için femisid teriminin yaygın kullanımını ve “öldürücü nefret suçları” kapsamında ele alınmasını savundu.

26 Kasım 2012’de düzenlenen Birleşmiş Milletler Femisid Sempozyumu’nda açılış konuşmasını Russell yaptı. Burada femisid tanımı “bir ya da daha fazla kadının, bir ya da daha fazla erkek tarafından, sadece kadın oldukları için öldürülmesi”ne evrildi. Kadın cinayetlerini femisid olarak etiketlemenin, insanların cinsel saldırı suçlarını motive eden kadın düşmanlığını fark etmesini kolaylaştıracağını umuyordu. Onyıllar boyunca yürüttüğü pek çok kampanyada bu kavramın gücüne ve cinsel şiddetle mücadelenin temelinde yer aldığına inandı.

1993 yılında Women United Against Incest (Enseste Karşı Birleşen Kadınlar) adıyla, hayatta kalan ensest mağdurlarına, saldırgana karşı hukuki destek sunan bir örgütlenme başlattı. Güney Afrika’da ensest konusunda kişisel tanıklıklara alan açan ilk TV programını yaptı.

Cinsel şiddet çalışan feminist bir akademisyen ve aktivist olması hakkında bir yazısında, kısmen bir çocuk ve ergen olarak kendi yaşadığı cinsel istismar deneyimlerine işaret etti. “Zengin, beyaz bir adamın işlevsiz uzantısı olmak ve ailemin sömürücü geleneğini devam ettirmek üzere yetiştirildim,” diye yazdı (1995). 1968’de evlenip üç yıl sonra boşandığında, aktif bir feminist ve araştırmacı olarak yaratıcı yaşamı başladı. Mills College’da sosyoloji profesörü olarak 22 yıl çalıştı. Kadınlar ve cinsiyetçilik üzerine dersler verdi ve ABD’deki ilk Kadın Çalışmaları bölümlerinden birinin açılmasına önayak oldu.

Cinsel şiddetle ilgili yazdığı ve yayınladığı 17 kitabın ana hattı, yaygın uygulama olan “mağduru suçlama”yı reddetmesidir. Russell cinsel şiddet araştırmalarının içine dalmış biri olarak, pornografinin tecavüzü önceleyen tutum ve davranışlara yol açtığını ileri sürdü. Bu konu 1980’lerde sansüre karşı feministlerle aralarında bölünme yarattı ve Russell sert bir pornografi-karşıtı haline geldi.

Russell eylemleri için sıklıkla sokağa çıktı; hükümet binalarında oturma eylemi, kadın düşmanı olduğunu düşündüğü işyerlerinin duvarına sprey boyayla feminist sloganlar yazma, porno malzemesi satan dükkanlardaki dergileri parçalama vb. Genç kızları çalıştıran bir insan tacirinin sahibi olduğu lokantanın önünde aylarca solo eylem yaptı. Sivil itaatsizlik eylemlerinin sonucunda hakkında davalar açıldı, birkaç defa tutuklanıp fiziksel saldırıya uğradı ama yılmadı.

2001 yılında kendisine Hümanist Kahraman Ödülü verildi. Son yazılarında “radikal feminizm”inin bedelini, iş teklifleri, ödüller ve dernek üyeliklerinden olarak ödediğini yazdı. Yine de “patriyarkaya hizmet”te yetersiz kaldığı için pişman olmadığını, çünkü çalışmasının birçok kadına travmatik deneyimlerini örten sır perdesini kaldırması için yardımcı olduğunu söyledi.

Son yıllarında Berkeley’de, kızkardeşi Jill’in desteği, başka kadınlar ve kurtarma köpekleriyle birlikte bir kolektifte yaşadı. 28 Temmuz 2020’de 81 yaşında aramızdan ayrıldı, çalışmalarıyla hayat hikayesi ise bize ilham ve güç vermeye devam ediyor.

Cinsel şiddetle ilgili kitaplarından bazıları:

The Politics of Rape: the Victim’s Perspective (1975)

Rape in Marriage (1982)

Sexual Exploitation: Rape, Child Sexual Abuse, and Workplace Harassment (1984)

The Secret Trauma: Incest in the Lives of Girls and Women (1986)

Femicide: The Politics of Woman Killing (1992)

Making Violence Sexy: Feminist Views on Pornography (1993)

Against Pornography: The Evidence of Harm (1994)

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.