Türkiye’de cezaevlerinde kadın siyasi mahkumların özgün ihtiyaçlarına uygun, insanca yaşayacakları koğuşlar bulundurulmuyor. 2008 yılında kapanan Bayrampaşa/Sağmalcılar Cezaevi’nde de siyasi kadın mahkumlar için tasarlanmış koğuşlar yoktu. Sağmalcılar Cezaevi’ndeki siyasi mahkumlar kendi koğuşlarını seçme hakkını direnerek elde etmişlerdi.  Cezaevi kapısından girdiklerinde hangi koğuşa girmek istediklerini söylüyorlar ve o koğuşa götürülüyorlardı. Aynı siyasi gruptan kişiler genellikle aynı koğuşlarda kalıyordu. Kadın mahkûmların sayısı az olduğundan farklı siyasi gruplardan kadınlar aynı koğuşta kalıyorlardı. 1988 yılında adli kadın mahkumların koğuşu bölünerek birbirine bitişik ranzalarla 30 metre karelik kısım siyasi mahkumlara ayrılmıştı. Kadın siyasi mahkum sayısı artınca bu sefer adli tutukluların koğuşunun yemekhanesi kadın siyasi mahkumların koğuşu olarak ilan edildi. Daha önce yemekhane olan iki katli binanın alt katında fareler cirit atıyordu. Kadınlar sürekli olarak hem kaldıkları yerin koşullarına itiraz ediyor hem de siyasi mahkumlarla aynı yerde kalma taleplerini yineliyorlardı.11 feminist kadın da cezaevlerindeki şiddeti protesto ettikleri siyah eylem nedeniyle 1989’un Ağustos-Eylül aylarında 28 gün Sağmalcılar Cezaevi’nde kaldıkları için oranın koşullarını bizzat deneyimlemişlerdi. İstanbul’da “Kadınların Kurtuluşu İçin Mücadele Eden Bir Grup Kadın” imzasını kullanan feminist kadınlar bu konuya dikkat çekmek için 30 Ocak 1990 tarihinde Sultanahmet’te basın açıklaması yaptılar.

“Sağmalcılar Cezaevindeki siyasi tutuklu kadınlar tünel ve firar gibi gerekçeler öne sürülerek adli tutukluların kaldığı koğuşun yemekhanesinde yaşamak zorunda bakılmışlardır. Erkek tutukluların bulunduğu koridorda boş koğuş olmasına karşın, cezaevi idaresi siyasi kadınları erkeklerden uzak tutmak için bu yola başvurmuştur. Şu anda kadın koğuşunda kapasitenin çok üzerinde tutuklu yaşadığı için, tutuklu kadınların ciddi sağlık sorunları söz konusudur. Ayrıca koğuşun yetersizliği yemek, okumak, uyumak, dinlenmek, yazmak, sohbet etmek gibi zorunlu ihtiyaçların karşılanmasını engellemektedir. Devlet kadınları sadece hapsetmiyor, aynı zamanda “kadınlıkları”na da hapsediyor. Siyasi tutuklu kadınlar, kadın oldukları için kötü koğuş koşullarında yaşamaya zorlanıyorlar. Kadınlara, tutuklanmadan önceki sorgu evresinde tecavüze varan erkek sarkıntılığı sürerken, aynı kadınların namusunun cezaevi idaresi tarafından güvence altına alınmış gösterilmesi ikiyüzlülüktür. Sağmalcılar Cezaevi’ndeki siyasi kadın tutukluların, erkek tutuklu koridorundaki boş koğuşa taşınma ve iyi yaşama koşullarının sağlanması mücadelesini destekliyoruz.”

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.