Marie Curie, 1903 yılında Fizik’te Nobel ödülünü kazanan ilk kadındır ve daha sonra 1911’de Kimya alanında da ikinci kez Nobel’le onurlandırılmış, bu ödülü kocası Pierre ile paylaşmıştır. Pierre Curie ile olan çalışmaları, radyumun (26 Aralık 1898 tarihinde) ve polonyumun keşfedilmesine yol açtı ve X-ışınlarının gelişimini destekledi.

Daha sonra Marie Curie adıyla bilinecek olan Maria Sklodowska, 7 Kasım 1867’de Varşova’da (günümüz Polonyası) doğdu. Curie, Zosia, Józef, Bronya ve Hela kardeşlerinin ardından beş çocuğun en küçüğü idi.

Her iki Curie’nin ailesi de öğretmendi. Marie’nin babası Wladyslaw, bir matematik ve fizik öğretmeni idi. Daha 10 yaşındayken Marie Curie, annesi Bronislawa’yı tüberküloz nedeniyle kaybetti. Hem Curie hem de kız kardeşi Bronya, resmi bir diploma almak için yurt dışına gitmeyi hayal ediyordu, ancak okul parası için gereken finansal kaynaklardan yoksundular. Curie kız kardeşi ile bir anlaşma yaptı: Bronya’nın okulunu desteklemek için çalıştı ve Bronya eğitimini tamamladıktan sonra bunu çalışarak geri verdi. 1891’de Curie nihayet Paris’e gitti ve Sorbonne’a kaydoldu. Kendisini bilim çalışmalarına adadı. Ancak bu adanmışlığın kişisel bir bedeli çok az parayla, tereyağlı ekmek ve çay ile beslenerek hayatta kalmaktı.

Curie, yüksek lisans derecesini 1893 yılında fizik alanında tamamladı ve ertesi yıl matematik alanında bir derece daha kazandı.

Marie, 26 Temmuz 1895’te Fransız fizikçi Pierre Curie ile evlendi. Parlak çift arasında romantizm ve bilimsel bir bağlılık vardı. İlk başta Marie ve Pierre ayrı projeler üzerinde çalıştılar. Fakat Marie radyoaktiviteyi keşfettikten sonra, Pierre, araştırmasında eşine yardımcı olmak için kendi çalışmalarını bir kenara bıraktı. Pierre’le birlikte araştırmalarını sürdüren Marie Curie, 1898’de yeni bir radyoaktif element keşfetti. Curie’nin memleketi Polonya onuruna elemente polonyum adını verdiler. Marie, 1906 yılında, Pierre’in Paris’te ölümüyle büyük bir kayıp yaşadı. Muazzam kederine rağmen, Sorbonne’daki öğretim görevini üstlenerek kurumun ilk kadın profesörü oldu.

1914’te dünya savaşı sırasında sahada taşınabilir X-ray makinelerinin kullanılmasını savundu ve bu tıbbi araçlara “Little Curies” denildi.

Savaştan sonra, Curie araştırmasını ilerletti. Radyum satın almak için para toplamak amacıyla iki kez -1921’de ve 1929’da- Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti; Varşova’da bir radyum araştırma enstitüsü kurdu.

Kızı Irène Joliot-Curie, 1935’te Nobel Kimya Ödülü’nü kazanarak annesinin ayak izlerini takip etti. Joliot-Curie, yeni radyoaktif elementlerin sentezi konusundaki çalışmaları için verilen ödülü kocası Frédéric Joliot ile paylaştı.

Marie Curie’nin laboratuvar önlüğünün cebinde radyumun test tüplerini taşıdığı biliniyordu. Uzun yıllar radyoaktif maddelerle çalışmak sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden oldu.

Marie Curie, 4 Temmuz 1934’te radyasyona uzun süre maruz kalmanın neden olduğuna inanılan aplastik anemiden öldü.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.