8 Mart 1988’de Cağaloğlu’nda İstanbul Reklam Kültür Evi’nde Geçici Modern Kadın Müzesi açıldı. “Kadının Görünmeyen Emeği” temalı bu müze küçümsenen ev işlerini, karşılıksız kadın emeğini, ayıp, günah diye saklamak zorunda bırakıldığımız regl gibi kadınlık hallerimizi görünür kılıyordu. 12 Mart 1988 tarihine kadar açık kalan Müze’de, kadınların yaşamın çeşitli anlarında karşılaştıkları, kullanmak zorunda oldukları araç gereçler sergilendi (mutfak, temizlik, süs eşyaları, doğum kontrol gereçleri vb.). Amaç, yaşamımızın “ayrılmaz” parçaları olan eşyalara eleştirel gözle bakmak, bizimle özdeşleşmiş tüm eşyaları kullanırken hangi ilişkilerin yaşandığını, bunların ezilen cins olmamıza katkısını düşündürmek, tüm kadınların ezilmesinin ortak noktasını dile getirmekti.

Geçici Modern Kadın Müzesi, Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışmaya Kampanyası bileşenlerinin 8 Mart etkinliği olarak açıldı. Feminist dergisi, Kaktüs dergisini çıkarma hazırlığında olan sosyalist feministler, Ayrımcılığa Karşı Kadın Derneği (AKKD) ile bağımsız kadınların ortak çabasıyla bir haftalık 8 Mart programı hazırlandı. Program 13 Mart’ta Deniz Türkali’nin Sultanahmet Meydanı’nda vereceği açık hava konseriyle bitecekti. Ancak polis izin vermediği için konser de Müze mekânında yapıldı. Müze’nin duyurusu için 5000 davetiye basıldı. Davetiye sayısından daha fazla kişi Müze’yi ziyaret etti.

Müze mekânında, “Muhalefet Kadın Hareketi için Ne Diyor?” ve “Kadın örgütlenmeleri” konulu bir panel ve bir söyleşi de gerçekleşti. Bu tartışmaya AKKD’den Zehra Başar, Demokratik Kadın Derneği’nden (DKD) Hikmet Beskisiz ve Kampanyadan Stella Ovadia katıldı.

Geçici Modern Kadın Müzesi sanat projesi hem kadın müzelerinin hem de feminizmin müzeye adımının Türkiye’deki ilk örneğidir. Müze fikrini ortaya atan feminist hareketin içinden biri, Nakiye Boran oldu. Ama Müze feminist kadınların ortak emeğiyle hazırlandı. Müzeyi oluşturmak için herkes bir şeyler getirdi. İmece usulü bir çalışmanın sonucunda Müze ortaya çıktı. Stella’nın getirdiği jinekolojik muayene masası Müze’nin bir bölümünde yer aldı. Gülsüm Çakır’ın iki patchwork eseri müzenin başka bir köşesinde sergilendi.

Müzede, “Gizli Doğa”, “Meçhul Kadın Anıtı”, “Her Genç Kızın Rüyası”, “Kadının Pazar Günü Düşünsel Faaliyeti”, “Doğumu Kadın Kontrol Eder” ve “Kırsal Kesimde Kadın” bölümleri yer aldı. Müzenin bir yerinde kavanozlara renk renk mercimek doldurulmuştu. Bu bölüme “Mercimek Senfonisi” adı verildi.

Hijyenik kadın bağları, külotlar sutyenler tamponlar, ağdalı bezler… Gizli Doğa bölümünü oluştururken, Her Genç Kızın Rüyası bölümünde gelinlikli bir manken vardı ve tavandan onlarca bulaşık eldiveni sarkıyordu. Eldivenler o rüyanın gerçeğini anlatıyordu. Bu bölümde yer alan panoda yazan son cümle: “Bulaşık Benim İşim Bu Mutluluğu Paylaşmak İstiyorum Kimse Paylaşmıyor”.

Kadının Pazar Günü Düşünsel Faaliyeti bölümünde; karnı burnunda bir kadın, kucağında başka bir çocuk, ütü, çamaşır, bulaşık… bitmeyen ev ve bakım işlerini anlatıyor, Doğumu Kadın Kontrol Eder bölümünde yer alan prezervatif, doğum kontrolünün spiral, doğum kontrol hapları ile kadına yüklenmesine karşı, erkeklere sorumluluğunu hatırlatıyordu.

Feminist dergisi standının olduğu bölümde kadın pedleri ve külotlar sergilendi.

Translar ve seks işçilerine ait köşede ise prezervatif dağıtıldı.

 

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.